Çalışma Alanlarımız

Majör Depresif Bozukluk

Majör Depresif Bozukluk

Klinik terminolojide “majör depresif bozukluk” olarak geçen bu bozukluk, halk arasında “depresyon” olarak anılmaktadır. Majör depresif bozukluğun bir çok alt türü bulunmaktadır. Tedavi edilmeden önce hangi türün olduğu doğru bir şekilde tespit edilmelidir. Depresyon belki de halk arasında en çok bilinen ruhsal bozukluklardan birisidir. Ancak halk arasında depresyona ilişkin yanlış inanışlar da yer almaktadır. Olumsuz bir deneyim yaşanıldığında ve doğal olarak depresif, kederli hissedildiğinde doğrudan “depresyondayım, depresyona girdim” gibi cümlelerin sık kurulduğuna şahit olmaktayız. Ancak “depresyondayım” ifadesi çoğu zaman yanlış kullanılmaktadır. Bunun yerine “kendimi mutsuz, kederli veya depresif hissediyorum” gibi kelimeler kullanılması durumu daha iyi tanımlayabilecektir. Çünkü bir bireye depresyon teşhisi konulabilmesi için mutsuz, kederli ruh halinin en az iki hafta devam etmesi ve işlevselliğini bozması gerekmektedir.

Hayatta birçok olumlu veya olumsuz olaylar yaşamaktayız. Bu durumlar sonucunda üzüntü, sevinç, nefret, korku, mutluluk gibi her duyguyu yaşayabiliriz. Her zaman mutlu olmak çok gerçekçi bir beklenti değildir. Ancak burada önemli olan duruma uygun duygunun hissedilebilmesidir. Birey çok olumlu veya normal düzeyde yaşantılar geçirmesine rağmen en az iki hafta boyunca mutsuz, kederli ruh halini devam ettiriyorsa ve işlevselliği olumsuz olarak etkileniyorsa o noktada klinik bir tablodan bahsedilebilir. Depresyon “çökkün duygudurumu” olarak tanımlanabilir.

Belirtileri

  • Daha önce zevk alınan aktivitelerden artık zevk alamamak,
  • Çökkün, kederli ve umutsuz bir ruh hali,
  • İştahta azalma veya artma (İştahın artması veya azalması kişiden kişiye değişebilir),
  • Uyku dengesinin bozulması, aşırı uyku ihtiyacı ya da uykusuzluk,
  • Reddedilmeye karşı aşırı hassasiyet gösterme 
  • İntihar düşünceleri eşlik edebilir,
  • Dikkatini sürdürmede güçsüzlük,
  • Günlük aktivitelere ilginin azalması,
  • Belirgin enerji kaybı, isteksizlik, öfke ve huzursuzluk gibi belirtiler sayılabilir.

Bunlardan en az 5’i 2 hafta boyunca devam ediyorsa ve işlevsellikte belirgin bir bozulma meydana getiriyorsa depresyon teşhisi konulmaktadır.

Depresyon tedavi edilebilir bir ruhsal bozukluktur. Tedavisinde ağır durumlarda ilaç tedavisine başvurulabildiği gibi psikoterapilerden de çok iyi yanıt alınmaktadır. BDT, sıklıkla kullanılmaktadır. Bireyin olumsuz ve çarpık düşünceleri, gerçekçi düşüncelerle değiştirilmeye çalışılmaktadır. Düşüncelerin olumlu yöne çekilmesi duyguların ve davranışların da olumlu değişimine sebebiyet vermektedir.

Depresyon, bebeklik de dahil olmak üzere tüm yaşlarda görülebilir.  Ancak bebeklerde ve çocuklarda depresyonun görülme şekillerinde yetişkinler ile farklılıklar bulunmaktadır.

Çocuklarda depresif belirtiler;

  • Huzursuzluk,
  • Ağlama nöbetleri,
  • Uyku düzeninde bozukluk,
  • Akademik başarıdaki olumsuz dalgalanmalar,
  • Normalde keyif aldığı faaliyetleri yapmak istememek,
  • Öfke düzeyinde artış,
  • Oyuncakları atmak, kırmak ve evdeki eşyalara zarar vermek,
  • Sindirim ve boşaltım sistemi sorunları.

Bunlar gibi belirtiler ile bebeklik ve çocukluk depresyonu tanınabilmektedir. 12 yaşından küçük çocuklarda depresyon tedavisi çoğunlukla oyun terapisi yoluyla yapılmakla beraber yetişkinlerde ve ergenlerde olduğu gibi BDT tekniklerine de başvurulabilmektedir. Ancak çocuklarda ailenin ve öğretmenin de işbirliği içerisinde olması sonucun sevindirici olması açısından çok önemli bulunmaktadır.

Vefa Psikoloji
Hoşgeldiniz...