Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)
DEHB genellikle erken çocukluk döneminde ortaya çıkmaya başlayan, adından da anlaşılabileceği gibi dikkat eksikliği ve hiperaktivite olmak üzere iki ayağı bulunan nörogelişimsel bir bozukluktur. Günümüzde birçok çocuğa DEHB teşhisi konulmaktadır. Ancak DEHB teşhisi konulurken dikkatli olunmalıdır. Çünkü çocuklar; zaten doğası gereği hareketli, meraklı ve araştırıcı varlıklardır. Bir çocuk merakından dolayı bir yeri dağıtabilir, dokunmak isteyebilir veya yetişkinlerin “yaramaz çocuk” tanımına uyacak hareketlerde bulunabilir. Böyle olan her çocuğa DEHB teşhisi koymak bizi yanlış bir tanıya götürebilir. Burada bakılması gereken önemli nokta; çocuğun kendi yaş ve cinsiyet ortalamasında ne durumda olduğudur. Kendi yaş ve cinsiyeti ile karşılaştırıldığında aşırı bir tablo çıkıyorsa DEHB o zaman düşünülmelidir.
DEHB’li çocuğu anlamak için hem klinik gözlem yapmak hem de testler ile onu desteklemek gerekmektedir. Artık Moxo dikkat testi, DEHB teşhisinde çok büyük kolaylıklar ve öngörüler sağlamaktadır. Dikkati, hiperaktiviteyi, dürtüselliği ve zamanlamayı ölçen ve online uygulanan bir testtir. Bu testin en büyük avantajı tıpkı gerçek yaşamda olduğu gibi testte de görsel ve işitsel çeldiricilerin olmasıdır. Bu sayede daha güvenilir ve doğru sonuçlar elde edebilmekteyiz. DEHB tablosunda başlıca görülen üç durum vardır. Bunlar: Dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüselliktir.
Dikkat eksikliği: Çoğunlukla okula gitmeden önce fark edilmez ancak okula başladıktan sonra çok olumsuz sonuçlar ile bize geri dönüşü olmaktadır. Dikkatini yoğunlaştırmada ve sürdürmede güçlük çekme, belirli bir konuya odaklanamama, okulda ve diğer etkinliklerde sık hatalar ve sakarlıklar yapma, dikkatin amaçsızca dağılması ve asıl konuya odaklanamama, dış ortamdaki seslere ve görsellere karşı aşırı bir hassasiyet gösterme, ödevlerini unutma gibi belirtilerle kendisini gösterir.
Hiperaktivite: Dikkat eksikliğine nazaran daha erken yaşlarda fark edilebilir. Dışarıdan daha rahat bir şekilde gözlemlenebilir. Hiperaktivite; amaçsız ve normal dışı, aşırı hareketlilik hali olarak tanımlanabilir. Bu çocuklar yerinde duramazlar. Devamlı hareket halinde olma istekleri vardır. Bu yüzden ders esnasında oturmak onlar için çok sıkıcı bir aktivite haline gelir. Derse veya dikkat gerektiren etkinliklere karşı çabuk dağılır. Aileler bazen çocuğunun istediği zaman saatlerce tablet başında sıkılmadan oturabildiğini ve bu yüzden de hiperaktif olmadığını iddia edebilirler. Tablet, oyun oynamak gibi keyif aldığı aktivitelere odaklanabilmesi, bizleri şaşırtmamalıdır.
Dürtüsellik: Okul içerisinde ve sosyal çevresinde en çok şikayetlenilen durumlardan birisi de dürtüsellik denilebilir. Dürtüsellik, düşünmeden bir davranışı gerçekleştirme ve konuşma, çevreye karşı zarar verici davranma, kendini kontrol edememe, başkalarının sözünü sık sık kesme gibi durumlara denebilir.
DEHB’in üç türünden bahsetmek mümkündür:
DEHB tedavisi nasıl olmaktadır?
DEHB tedavisi çok kolay olmamakla birlikte eğer sabırlı olunursa ve doğru bir tedavi planı çizilirse yüz güldürücü sonuçlar alınabilir.
DEHB’in tek bir tedavi seçeneği yoktur. Bir psikiyatrist ve psikolog ile yürütülebilirse çok daha hızlı sonuç alınacaktır. Psikiyatrist’in gerekli gördüğü durumda ilaç tedavisine başvurulabilmektedir. İlaç kullanılan süreçte çoğunlukla gerçekten iyileşme görülür fakat ilaç bırakıldığında nüksetme olasılığı çok yüksektir. Dolayısıyla ilaca ek olarak farklı tedavi seçenekleri de uygulanmalıdır. Bunlardan birisi özel eğitimdir. Özel eğitimde çocuğun dikkatinin artırılmasına ve eksik görülen alanlara yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Eğitime ek olarak BDT gibi terapilerin tercih edilmesi de çocuğun işlevsellik düzeyini desteleyecek bir yaklaşımdır. Çünkü DEHB’li çocuk; yalnızca dikkat, hiperaktivite ve akademik problemler yaşamaz. Bunun yanında bu bozukluğun sonuçlarının getirdiği duygusal ve sosyal problemlerle de karşılaşılmaktadır. Dolayısıyla çok yönlü bir tedavi programı iyi sonuçlar doğurabilecektir.