Çalışma Alanlarımız

Disosiyatif Bozukluklar

Disosiyatif Bozukluklar

Disosiyasyon; çözülme, bölünme ve kopma gibi anlamlara gelmektedir. Disosiye olmuş bireyin bilişsel, kimlik ve bellek işlevlerinde bozulmalar görülebilir. Birey çok acı verici deneyimlerle ve travma gibi yaşantılarla karşılaştığında ya da bunların etkisi devam ettiğinde bireyin benliği kendini korumak amacıyla disosiyatif semptomlar geliştirebilir. Bir bakıma ego savunma mekanizması olarak düşünülebilir. Disosiyatif bozukluklar, toplumda çok fazla görülebilmekle birlikte klinik uygulamalarda çok tanınmaması ya da diğer ruhsal bozukluklarla karışabilmesi gibi nedenlerden dolayı disosiyatif semptomlar atlanabilmektedir. Bu semptomlar bazen seans esnasında çok güçlü duygular çıktığı zaman, bazen de günlük yaşantıda görülebilir. Disosiyatif amnezi, disosiyatif füg, disosiyatif kimlik bozukluğu, depersonalizayon-derealizayon gibi çeşitli türleri bulunmaktadır. Bunlardan kısaca bahsetmeye çalışalım.

Disosiyatif vakalarda en çok karşılaştığımız tablo depersonalizasyon ve derealizasyondur. Bunlar genellikle birlikte görüldükleri için beraber anılırlar. Depersonalizasyon, kişinin kendi bedenine yabancılaşmasıdır. Derealizasyon ise çevreye yabancılaşma hali olarak tanımlanabilir. Yani kişinin kendine ve çevresine karşı bir kopukluğu söz konusudur. Başka ruhsal bozuklukların içinde semptom olarak da görülebilirler.

Hem filmlere çokça konu olan hem de halk tarafından çok merak edilen bir diğer çeşidi ise eskiden “çoğul kişilik bozukluğu” olarak adlandırılan “disosiyatif kimlik bozukluğudur”. Bu bozuklukta, kişinin içinde farklı alter kişilikler bulunmaktadır. Bu kişilerin zihni bölünmüştür. Bu yüzden bellek ve kimlik bütünlüğü bozulmuştur. Bu bozuklukta çok çeşitli vakalara rastlamak mümkündür. Kişinin geçmişinde ağır travmatik yaşantılar (özellikle cinsel taciz) varsa daha ağır bir tablo ile karşılaşılmaktadır.  Hafif vakalarda çoğunlukla kişi, içinde bir iyi bir de kötü bir sesin olduğunu tarif ederler. Bedeninden çok zihnini yönlendiren sesler gibidir. Bunları da gayet normal algılama eğilimdedirler. Biraz daha ağır vakalarda kişinin içinde farklı kimlikler vardır. Kişi sürekli bu alt kişiliklerin etkisi altındadır. Çok daha ağır vakalarda ise kişi farklı kimliklere bürünür. Bir kimlikten diğerine geçiş yaptığında ne olduğunu hatırlayamaz. Tüm bedeni ve zihni ile alt kişiliklerinin etkisi altında kalmaktadır. Kimlikler arasında çok farklılıklar gözlemlenebilir. Kişi bir önceki kimlikte yaptığı şeylerle karşılaştığında çok şaşırabilir. Her insan kendi içerisinden iç konuşmalar yapabilir ve çeşitli olasılıkları düşünebilir. Bu gayet normal bir tablodur. Ancak burada bahsettiğimiz iç ses çoğunlukla karşılıklı konuşan ayrı iki kişi gibidir. Bu uzun bir süre ve sürekli olarak devam etmektedir. Bu sesler psikotik tablolardaki gibi dışarıdan gelen seslerden çok kişinin kendi içerisinde karşılıklı olan diyaloglar şeklindedir.

Disosiyatif amnezi; belirli bir olayı, olaydan öncesini, olaydan sonrasını ya da hem olayın öncesi hem de olayın sonrasını unutma gibi tablolarla karşımıza çıkmaktadır. Burada bahsedilen olay; çoğunlukla ani, beklenmedik şekilde gelişen ve bireyde aşırı bir stres bir meydana getiren travmatik yaşantılardan oluşmaktadır. Birey bunları isteyerek ya da bilinçli bir şekilde unutmaya çalışmaz. Buradaki unutmalar, bilinçdışı işleyen bir süreçtir.

Disosiyatif fügde ise kişi, normal ev ya da iş yaşantısından ayrılır. Bambaşka bir kimlikte ve bambaşka bir meslek üzerinde bilmediği bir yerde kendini bulabilir. Oraya nasıl geldiğini, gerçek kimliğini, nerede yaşadığını unutmuş bir haldedir. Bu durum çoğunlukla saatler ya da günler sürer. Bazen aylarca da sürebilmektedir. Hatta yüzlerce kilometre uzakta bir yerde dahi bulunabilir. Genellikle kendiliğinden ve hızlı bir iyileşme görülebilir. Çok fazla karşılaşılan bir vaka tipi değildir. Yine çoğunlukla çok stresli ya da travmatik yaşantılardan sonra ortaya çıkan bir tablodur.

Tedavisi

Disosiyatif bozukluklar, tedaviye genellikle iyi yanıt verirler. Bu bozuklukta psikoterapiler çok etkilidir. Bazı vakalarda ilaç kullanımından destek alınabilir. Travma ile çok ilgili bozukluklar olduğu için EMDR terapisi etkilidir. Bunun yanında BDT terapisi de kullanılabilir. Bu hastalar tedaviye iyi yanıt vermesine rağmen yanlış uygulanan tedavilerde daha olumsuz sonuçlarla karşılaşılabilir. Bu yüzden disosiyatif durum doğru şekilde tespit edilmeli ve tedavi edilirken çok dikkatli olunmalıdır.

Vefa Psikoloji
Hoşgeldiniz...